Bac ve Ege

Cumartesi, Nisan 29, 2006




Ne zamandir yayinlamak istedigim fotograflarla merhaba...
Bu guzellik, arkadasimin kizi Naz, hani Ege'nin yeni gozdesi, Bac'i iye bahsettigim hatun, benim de gelin adayim.. Ne seker birsey anlatamam, Ege iki gunde bir gormezse uyuyamiyor, Bac asagi bac yukari. Naz'da da durum ayni aslinda, camdan falan bakinca, sokaga cikip Ege gibi cocuklar gorunce basliyormus 'Ege, ege' diye soylenmeye.. Evet ilk soyledigi sozcuk Ege, o kadar net soyluyor ki bicirik ve daha 9 aylik..




Bu fotograflarda da ara sira, aslinda her zaman diyelim, Ege'nin kiskanclik krizlerinin sonuclarini goreceksiniz. Naz'a ait ne varsa illa denenecek, giyilecek, evirip cevirip kullanim imkanlari degerlendirilecek mesela... Sapka kucuk mu gelmis, olsun, emzik bebeklere gore degil ya sadece, ben de emerim, o emiyor yaa, hele o hirka pek bir guzel, giyemezsem catlarim... Soyle koltuguna da kuruldum mu is tamamdir.. Nasil olmusum ama, n'olur soyleyin, yakismamis mi..







Ilk Bisikletim

Salı, Nisan 25, 2006



Ege'min yeni bisikleti, aslinda ilk bisikleti demeli...
Pek heyecanlandi aldigimizda ama simdilerde pek binemiyor, buranin havalarindan dolayi. Yagmur mevsimi basladi, yakinda heryer yesile burunecek, civil civil ciceklenecek bahceler, sincaplar cirit atacak parklarda, onlar kacacak Ege kovalayacak, Ege'nin annesi de onun pesinde olacak tabii. Ama simdiki gunlerde evdeyiz..

Sizin oralara geldi mi bahar, gosterdi mi isikli gulen yuzunu?? Neler yapmaktasiniz, kitaplarinizi alip temiz havada uzun uzun dinlenip okuyor musunuz benim ozlemini cektigim gibi, ya da butun kis oturduk kitabimizi evde okuduk, simdi yurume zamani deyip yollara mi vuruyorsunuz kendinizi...

Bahari doya doya yasamanizi dilerim, isikli, gunesli, ilik bahar gunleri dilerim....

Davulcu

Cuma, Nisan 14, 2006





Kalemler ve plastik bir kab. Evde davul calmak icin yeter de artar bile..

Ege'nin belki de en hareketli zamanlari, bahar havasi yaradi benim minik ogluma. Parkda attigimiz bir iki turdan sonra evde duramaz olduk, yani seferlerimiz basladi:))
Belki de en guzel haber artik bez kullanmamamiz. Gozumde o kadar buyutuyordum ki bu olayi, sonunda hallettik. Bu zamana kadar asla israr etmedim. Esimin ablasi 'onun zamanini kendi bilir asla israr etme' demisti ve ben de oyle yaptim. Dogrusunu yaptigimi anladim, cunku bu is icin anlatildigi kadar zorlanmadim, Ege'de stress yapmadi hic. Baski cogu zaman ters tepiyor, 3-4 gunde halledebilecegimiz bir sureci daha da uzatabiliyor. Ben cok kisiye sordum nasil yapmali, hangi yol daha iyi diye. Ama akilli oglum zaten bezi istemeyerek basladi bu ise. Ilk gunler hep takip ettim, cisi gelince bezi bagladim, ya da lazimligi gosterdim, ama o reddetti basta. Simdi artik cisi gelince soyluyor, hatta 2 gecedir altina bagladigim bez kuru cikiyor, sabah ilk is bezi atip cisini yapmak oluyor...
Boylece buyuk bir olayi da atlatmis olduk. Insallah Ege hayatindaki bircok seyi bunda oldugu gibi cok zorlanmadan cozebilir..


Ve karsinizda davulcu Ege.....







Canim Bocugum!!!!

Pazar, Nisan 09, 2006

Ege'min hayvan sevgisi.......

Uzun suredir kullanmayi unuttugum misir cipsi boceklenmis ve cope gitmisti. Neyse bitti dedim, baska malzemelere bulasmadan..
Dun Ege odasinda oynarken kosa kosa yanimiza geldi; 'anne anne' diye cigliklar atarak, bir baktik ki elinde minik bir bocek, hani un boceklerinden. Nereden bulduysa almis eline seviyor, 'anne bak, anne bak ' diye bagiriyor.





Hani cocukken ugur boceklerini elimize alir, sarki esliginde elimizde gezdirir, ucmasini dilerdik. O zamanlar aklima geldi, hemen bastim deklansore.. Ne mutlu oldum Ege'de hayvanlari sevecek diye.. Minik bir bocegi bile o kadar ozenle seviyordu ki.








En Son Haberler

Çarşamba, Nisan 05, 2006

Gecen hafta buraya pek birsey ekleyemedigim icin ufak hikayelerimizi simdi yazacagim. Ege'nin gunlugunu yazmaya oyle bir alistirmisimki kendimi, sanki birseyler eksik kaliyor fotograf ve yazi eklemeyince. Gecen gun soyle bir arsive baktim da ne cok seyler olmus, cogunu okurken hatirladim. Isin en guzel yani bu zaten, o anki hislerle yazdigim Ege'yle gecen hayatima ait kucuk notlar..

********************************************


Yukardaki fotograf hafta sonu gezimizde cekildi. Yasadigimiz eyaletin baskenti olan Québec sehrine gittik. Ege yurumekten cok yoruldu ve babasinin omuzunda ulasti Frontenac Satosuna. Hava ilik ve gunesliydi, ama oranin meshur ruzgari bizi biraz usuttu, gezi icin erken bir zamandi belki ama onca yorgunluga ragmen guzeldi. Cektigimiz fotograflari yakinda siteye eklemeye calisacagim.

Arkadasimin minik kizinin arabasini bile elinden aldik bazi zaman:) Havalarin duzelmesine aldanip Ege'nin berelerinin hepsini kaldirmisim, o gun cikarken aceleyle babaannesinin ordugu bebeklik sapkasini almistim yanima tedbir icin, iyiki almisim. O ruzgarda cok isime yaradi:)


Gezi sonrasi yorgunluk yuzunde nasil da belli olmus. Yolda uzun sure uyudu Ege'm. Evimize gelince sicak bir dus ve ardindan nennen- dodo (yani uyumaya gidiyoruz)...

Ege gecen gun beni evde bulmayinca babasina beni sordu;
'Baba, anne neydeeee?? '
Sabah uyaninca ayni soruyu da bana soruyor, cevabi alinca kafasini tamam seklinde sallayip 'dako-d'accord- anlasildi' diyor.
Dolabi acip 'cu iscem ' diyor. Yarisi fransizca yarisi turkce. Ben de cogu zaman her iki dilde de soluyoum, kulagi alissin diye. Bunlari yuvadan ogrendi zaten, ben uzuluyorum bazen, cocuk hangi dili konusacagini sasiriyor. Evde Turkce, TV de cogu kez fransizca bazen ingilizce. Son bir ayda yani evde kaldigindan beri Turkceyi biraz daha soktu gibi.. Buna seviniyorum, cunku anadilini iyi konusmasi cok daha onemli, burada yasayacaksak zaten o dilleri ogrenecek birsekilde. Ama agzindan yarim yamalak kelimeleri duymak cok hos. Hele anne deyisi, bir omre bedel.......

Merhaba

Salı, Nisan 04, 2006

Bir hafta aradan sonra yeni fotograflarla merhaba.
Herkese mutlu ve guzel bir hafta diliyorum...